|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Moderatör Mesaj Sayısı : 2899
Nerden : Hatay
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 19/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Çarş. 7 Nis. - 19:59 | |
| |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Çarş. 7 Nis. - 21:41 | |
| Focus III e hasta olan çok ama senin için hasta olan (!) henüz yok Ama söz ilk karşılaştığımızda bir genel check up tan geçeceğim tarafından,tabi yazışma dili reel hayatta karşılaşınca sekteye uğramazsa (tipe bak ne komikmiş meğer ) |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 2899
Nerden : Hatay
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 19/02/10
| |
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 8 Nis. - 12:02 | |
| Ben DH den birkaç arkadaşla buluşmuştum,forumdaki yazılı muhabbet yüz yüze görüşmede biraz sekteye uğruyor başta Tabi ilk görüşte bir resmiyet havası hakim oluyor ortama ister istemez ama sonrasında tekrar foruma dönüldüğünde ortam daha şen şakrak oluyor. Yani senle ilk karşılaştığımızda sırtımı açıp "dinle bakam ne diyor" demeyeceğimdir! :ahah: |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 8 Nis. - 12:33 | |
| |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 8 Nis. - 16:46 | |
| Yakup da bana epey yaklaştı ama ben mekanda yoktum. Ucuz atlattım deermişim :ahah: |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 2899
Nerden : Hatay
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 19/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 8 Nis. - 17:08 | |
| Bu "kaynaşma" mevzusu tamamen kişilerin karakteri ve ortamın havasıyla alakalı diye düşünüyorum.Benim kendimden yana hiçi kaygım yok,geyikleri saldımmı gerisi kolay |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 8 Nis. - 18:53 | |
| |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 8 Nis. - 20:11 | |
| |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Cuma 9 Nis. - 21:27 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)
Hibritleşme
Atomik orbitallerin aralarında bir kombinasyona girerek yeni bir tip fonksiyon meydana getirmesi.
Hibritleşmeye en basit misâl olarak metanın meydana gelmesi verilebilir. Deneme, metanı (CH4) meydana getirmek için dört hidrojen atomunun bir karbon atomuna bağlandığını gösterir.
|
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Paz 11 Nis. - 17:02 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =) Fibonacci Sayı Dizisi/SerisiFibonacci serisi sayıları:0, 1,1,2,3,5,8,13,21,34,55, 89, 144, 233, 377, 610, 987, 1597, 2584, 4181, 6765, 10946, … vb. şeklinde devam eder. Her sayı kendisinden önce gelen iki sayının toplamıdır. Fibonacci Kimdir? FibonacciAdı orta çağın en büyük matematikçileri arasında geçen Fibonacci’nin hayatı ile ilgili pek fazla bilgi bulunmamaktadır. İtalya’nın Pisa şehrinde 1170’li yıllarda doğduğu sanılmakta, babasının işi nedeniyle Kuzey Afrika’ya ve Cezayir’e gitttiği ve burada Arap hocalardan matematik dersleri aldığı bilinmektedir. Hint-Arap sayılarını (1, 2, 3…) öğrenerek, bunları Avrupa’ya tanıtmıştır. Bu bakımdan Fibonacci, matematiği Araplardan alıp Avrupa’ya tanıtan kişi olarak anılır. Tavşan Problemi “Dört yanı duvarlarla çevrili bir yere bir çift tavşan konmuştur. Her çift tavşanın bir ay içinde yeni bir çift tavşan yavruladığı, her yeni çiftin de erginleşmesi için bir ay gerektiği ve tavşanların ölmediği varsayılırsa, 100 ay sonunda dört duvarın arasında kaç çift tavşan olur?” Bu şekilde düşünüldüğü takdirde tavşan çiftleri aylara göre şu sıralamayı ortaya koymaktadır: 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89,… Görüldüğü gibi ilk iki sayı hariç, her sayı kendisinden önce gelen iki sayının toplamına eşittir. Bu sayıların arasındaki oran ise bize altın oranı vermektedir. Fibonacci Dizisinin Görüldüğü ve Kullanıldığı Yerler 1) Ayçiçeği: Ayçiçeği’nin merkezinden dışarıya doğru sağdan sola ve soldan sağa doğru taneler sayıldığında çıkan sayılar Fibonacci Dizisinin ardışık terimleridir. 2) Papatya Çiçeği: Papatya Çiçeğinde de ayçiçeğinde olduğu gibi bir Fibonacci Dizisi mevcuttur. 3) Fibonacci Dizisinin Fark Dizisi: Fibonacci Dizisindeki ardışık terimlerin farkıyla oluşan dizi de Fibonacci Dizisidir. 4) Ömer Hayyam veya Pascal veya Binom Üçgeni: Ömer Hayyam üçgenindeki tüm katsayılar veya terimler yazılıp çapraz toplamları alındığında Fibonacci Dizisi ortaya çıkar. 5) Tavşan: Zaten sorumuz tavşanla alakalı… 6) Çam Kozalağı: Çam kozalağındaki taneler kozalağın altındaki sabit bir noktadan kozalağın tepesindeki başka bir sabit noktaya doğru spiraller (eğriler) oluşturarak çıkarlar. İşte bu taneler soldan sağa ve sağdan sola sayıldığında çıkan sayılar, Fibonacci Dizisi’nin ardışık terimleridir. 7) Tütün Bitkisi: Tütün Bitkisinin yapraklarının dizilişinde bir Fibonacci Dizisi söz konusudur; yani yaprakların diziliminde bu dizi mevcuttur. Bundan dolayı tütün bitkisi Güneş’ten en iyi şekilde güneş ışığı ve havadan en iyi şekilde Karbondioksit alarak Fotosentez’i mükemmel bir şekilde gerçekleştirir. 8 ) Eğrelti Otu: Tütün Bitkisindeki aynı özellik Eğrelti Otu’nda da vardır. 9) MİMAR SİNAN: Mimar Sinan’ın da bir çok eserinde Fibonacci Dizisi görülmektedir. Mesela Süleymaniye ve Selimiye Camileri’nin minarelerinde bu dizi mevcuttur. |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Paz 11 Nis. - 17:03 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =) İzafiyet Teorisi (Özel Görelilik Kuramı)11 Nisan 1905 yılında Albert Einstein tarafından açıklanmış esas olarak zaman ve uzayla meşgul olan ve onlara daha genel bir bakışla, fiziksel olayları açıklayan bir teori. Albert Einstein tarafından ortaya konan bu teori, Kuantum teorisi gibi yirminci yüzyılda fizikte önemli bir değişiklik meydana getirmiştir. Özel izafiyet teorisi: 1905 yılında Einstein şimdi “Özel İzafiyet Teorisi” diye isimlendirilen teoriyi ortaya koydu. Bu sanki birbirine zıt düşen iki kabule dayanmaktaydı: 1) İzafiyet prensibi olarak bilinen düzgün hareketin izafi olması; 2) Düzgün harekette ışığın hızı her doğrultuda aynı olması. Bu her iki postülat Michelson-Morley tarafından yapılan ve diğer deneylerle de gözlenmiştir. Buna göre ışık kaynağına yaklaşan veya ondan uzaklaşan için ışık hızları, her ne kadar kaynağa doğru koşan daha büyük bir ışık hızı beklerse de, aynıdır. Buna göre ışığa yetişmek için hareket eden bir kimseden, ışık kendi sabit hızı ile kaçacaktır. Sonuç olarak hiçbir cisim ışıktan hızlı hareket edemez. Genel izafiyet teorisi: Düzgün hareket eden bir kimse, harekette olduğunu kendi aracında yapacağı deneylerle belirleyemez. Ancak, harekette ivme varsa, bu hareket eden tarafından hissedilir. Bu sonuçlar, 1907’den itibaren Einstein’ın dikkatini çekmişti: Neden sadece düzgün hareket relatif (izafi) ve ivme mutlaktı? Bunların yanında Newton’un kanunları yeni uzay ve zaman kavramıyla uyuşmamaktaydı. Bazı fizikçiler alışıla gelen yolu deneyerek bu uyuşumu sağlamaya çalıştılar. Einstein ise, kütle çekiminin ivme ile birleştirilmesi gerektiği kanaatindeydi. |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Paz 11 Nis. - 19:45 | |
| Bu bizim turboya ne kadan benziyor böyle :cyclops: |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Paz 11 Nis. - 19:48 | |
| |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Ptsi 12 Nis. - 19:50 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =) Türk İnternetinin Yıldönümü12 Nisan 1993 yılında Ankara ile Washington arasında kurulan bir bağlantı sayesinde internet Türkiye'ye gelmiş oldu. 1987 yılında kurulan Türkiye Üniversite ve Araştırma Kurumları Ağı (TÜVAKA) internetin yerel şekliydi. Sadece ağlar arasında bağ kuruluyordu fakat 12 Nisan 1993 yılında Ankara ile Washington arasında kurulan bir bağlantı sayesinde internet Türkiye'ye tam olarak geldi. Yine 1993 yılı içerisinde ODTÜ ve Bilkent üniversiteleri ilk Türk web sitelerini açtı. 1994 yılında da kurumlara ve firmalara internet hesapları verilmeye başlandı. |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Salı 13 Nis. - 14:54 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)Holografi Nedir?Üç boyutlu resim (hologram) veren fotoğraf tekniği. Fikir ve ilk teorik gelişmeler İngiliz Denvis Gabor'ın 1947’deki çalışmalarında görülmektedir. Fakat holografi tekniğinin ilk tatbikatı ancak 1960’larda lazer ışığının keşfiyle mümkün olabilmiştir. Holografinin sonuç ürünü olan hologram ile verilen görüntülerde derinlik de vardır ve değişik yönlerden seyredilebilir. Banyo edilmiş holografik filimlerdeki şekiller, resmi çekilmiş bulunan görüntüye hiç benzemezler. Meselâ resmi çekilen üç boyutlu bir cisimse, hologramdaki şekil iç içe çizilmiş bir sürü daireden ibâret çok karmaşık bir halde olur. Resmi çekilen iki boyutlu bir düzlem ise, hologramda aydınlık ve karanlık şerit şekilleri gözükecektir. Hologramlar genel olarak saydam levhalardır. Bu levhanın bir tarafından resim çekilirken kullanılmış bulunan monokromatik ışığın benzeri tutulur ve diğer taraftan bakılınca cismin hayali görüntüsü bütün boyutlarıyla seyirciye gözükür. |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Çarş. 14 Nis. - 15:13 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)Jiroskop Nedir? Ne İşe Yarar?Her yönde dönen ve yalnız kütle merkezi sâbit olan bir kütle veya tekerlek. Gemilerin hareketini kontrol için kullanıldığı gibi silâh yörüngesi kontrolünde ve yön tâyininde de kendisinden faydalanılır. Esas olarak jiroskop, bir tekerlek veya dönen bir silindir, rotor ve eksenden ibârettir. Fransız Jean Bernard Leon Foucault 1852’de dünyânın döndüğünü göstermek için yaptığı bu âlete jiroskop ismini vermiştir. Ancak devamlı dönmeyi tatbik edecek bir teknik meydana gelmediğinden yaklaşık olarak 60 yıl jiroskop matematikçilerin oyuncağı olarak kalmıştır. Gemilerde çelik kullanılması arttıkça magnetik pusulaya güven azalmış ve jiroskopik pusula önem kazanmıştır. Önce Almanya’da ve daha sonra Amerika Birleşik Devletlerinde uygulama sahası ortaya çıkmıştır. Gemi ve uçakların hareketlerini kontrol etmek için jiroskopik âletler geliştirilmiştir. Gemilerde yalpa hareketlerini önleyen jiroskoplar, ayrıca torpidolara da yön vermek için kullanılır. 1943’te deniz toplarının yönlendirilmesinde istifâde edilmiştir. İkinci Dünyâ Harbi, jiroskopun hızla gelişmesini zorlamıştır. Uçaklarda, otomatik uçuş kontrolünde ve rota tesbitinde önemli kullanış alanına sâhiptir. Yeraltında ise petrol kuyularının ekseninin şaşmaması, önemli durumlarda jiroskoplarla sağlanır. Roket, füze ve güdümlü nükleer füzelerin hassas hız ve ivme ölçümlerinde jiroskop vazgeçilmez bir vâsıtadır. Ölçümlerde kullanılan hassas âletlerin yalnız harekete âit değerleri ölçmesi istenildiğinden dolayı yerçekimi etkisinin gözönüne alınmaması gerekir. Bu ise jiroskop ile sağlanır. Böylece ölçümün yerçekimine dik olarak yapılması gerçekleştirilir. Ölçü âletlerinin konulduğu tablanın kullanılan bir kaç jiroskopla yatay iki eksen etrafında kararlılığı sağlanır. |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 15 Nis. - 19:34 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)Anadolu'da Yaygın Olan Semaverin Anavatanı Neresidir?Semaver kelimesi Rusça “kendi kendine kaynayabilen” mânâsına gelir. Semaverin anavatanı Rusya’dır. Rusya’da asırlarca kullanılmış ve günümüzde de kullanılmakta olan bir âlettir. Osmanlılar devrinde çay, uzun süre kahvelerde semaverlerle pişirilmiş, halk arasında da çok tutulmuştur. Yurdumuzun doğu kısımlarında hâlâ yaygın olarak kullanılırlar. |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Perş. 15 Nis. - 20:47 | |
| Semaveri ben de severim anne tarafı Erzurumlu olduğu için eskiden beri kullanılırdı bizde.. Şimdi Arçelik in elektrikli semaverini kullanıyoruz yazın balkonda harika oluyor. |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Cuma 16 Nis. - 18:02 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)
Kürvimetre
Doğru uzunluk ölçme maksadıyla geliştirilmiş bir âlet. Âletin zemin üzerinde dönebilen dişli bir tekerleği ile buna bağlı olarak hareket edebilen ibresi mevcuttur. Ayrıca, ibrenin altında değişik ölçeklere göre tertiplenmiş daireleri olan bir kadran ile âletin tutma sapı bulunmaktadır. Hangi ölçekli harita üzerinde ölçüm yapılacaksa o ölçeğe âit taksimatlı daire esas alınır. Ölçeğin uymaması hâlinde en yakın ölçek taksimatına göre ölçüm yapılarak hesabî düzeltmelerle esas ölçeğe uygun arâzî uzunluğu bulunabilir. |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) C.tesi 17 Nis. - 14:55 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)
Isıl İşlem
Katı haldeki bir metal veya alaşıma istenilen bazı özellikleri kazandırmak amacıyla metalin ısıtıldıktan sonra soğutulması işlemi. Eski çağlarda, bazı çeliklerin akkor dereceye getirilden sonra, su veya yağ içine daldırılmak suretiyle ani soğutma ile sertleştirilebilecekleri biliniyordu.
Isıl işlem sırasında malzeme ısıtma, belirli bir sıcaklıkta tutulma ve ardından soğutulma işlemlerinden geçirilir. İşlemin yürütüldüğü ortam da mühimdir, bazı kimyasal değişmelere sebep olabiliri.
Isıl işlem gören malzemenin yapısı yüksek sıcaklıkta ve düşük sıcaklıkta farklı özellikle gösteriyorsa bu taktirde soğutma hızı da ehemmiyet kazanır.
Isıl işlem demirin alaşımlarına ve demir dışı metal veya alaşımlara uygulanabilir. Demir alaşımlarının allotropik yapısıi ışıl işlemlerine bir avantaj getirmektedir. Bir malzemenin değişik kristal biçimlerinde bulunabilmesine allotropi, her bir kristal yapıya da allotrop denir. |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Ptsi 19 Nis. - 9:08 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)Wright KardeşlerWright Kardeşler, Orville (d. 19 Ağustos 1871 - ö. 30 Ocak 1948), Wilbur (d. 16 Nisan 1867 - ö. 30 Mayıs 1912), motorlu uçak uçuran ABD'li kardeşler. 18 Ağustos 1871 yılında Alphonse Pénaud, ilk defa yapısal dengeli model uçağı Tuileries Gardens, Paris'te Société de Navigation Aérienne kurumu gözetiminde 11 saniyede 40 m uçurarak havacılık da yeni bir çığır açmıştı. “Planophore” adını verdiği bu model uçak, tarihte ilk yapısal dengeli uçaktır. Buna benzer bir oyuncak, Wright kardeşlerin çocukken çok ilgilerini çekmişti. 1891’de ilk Aerodrome model uçak ile denemelere başlayan Samuel P. Langley, dört senelik çalışmalarının sonunda, buhar gücü ile çalışan Aerodrome No.V’ in 30 m yükselerek 1006 m yol katetmesini sağlamıştır. (Aerodrome Latince'de - Hava Koşusu demektir) Sürati ise saatte 32 km idi. Bir sonraki modeli Aerodrome No.VI ise Kasım 1896’da bu sefer 1280 m uçmuş ve 1 dk.’dan fazla havada kalmıştır. Bu pilotsuz uçuşlar ABD Savaş Bakanlığı ($50,000) ve Smithsonian Enstitüsü ($20,000) tarafından, pilotlu uçuş için desteklenmişti. Ohio, Dayton'lu iki bisiklet ustası olan Wilbur ve Orville Wright, 1890'da kuşların nasıl uçtukları hakkında kendilerine ipucu verebilecek her şeyi sistemli bir şekilde incelemeye başladılar. Bilimsel eserlerde ve eski insanların deneyimleri arasında kendi işlerine yarayacak hiçbir şey olmadığını kısa sürede anlayan Wright kardeşler sadece Berlin yakınlarındaki bir tepe üstünden planörle uçuş denemeleri yapan ve bu konuda çok dikkatli notlar tutan Alman mühendisi Otto Lilienthal'in çalışmaları ile işe başladılar. Wilbur ve Orville Wright bilimsel öğrenim görmemişler, liseden sonra yüksek bir okulda gitmemişlerdi. Fakat uçma alanındaki çalışmalarını ilerletirken kendi yöntemlerini de model uçaklar, uçurtmalar, insan taşıyan planörler ile yaptıkları yüzlerce deney sayesinde bu konuda ilerlettiler. Havacılıktaki gelişmelerden ülke olarak geri kalmamak için, Smithsonian Enstitüsü - ABD, Lilienthal’in Lift & Drag tablosu ile birlikte Wenham ve John Browning’in 1871’deki rüzgar tüneli çalışmasını daha 1895 yılında Wright kardeşlere vermişti. Dün için |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Ptsi 19 Nis. - 9:12 | |
| Kardeşlerin denemelerinde aldıkları yol bir yolcu uçağının iki kanadının arası kadar bile yokmuş,nereden nereye !! |
|
| |
Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Ptsi 19 Nis. - 22:26 | |
| Hergün 1 Yeni bilgi =)Hodgkin HastalığıVücuttaki lenf bezlerinin kötü huylu bir tümörü. 25-30 ve 60-70 yaşları arası en sık görüldüğü dönemlerdir. Erkeklerde daha sık görülen bu kanser çeşidi umûmiyetle boyundaki bezlerden başlar. Başlangıçta boyundaki şişlikten başka belirtisi yoktur. Daha sonra vücutta bütün lenf sistemine yayılarak belirtiler vermeye başlar. Ateş, kilo kaybı, gece terlemeleri ve şiddetli kaşıntı önemli belirtileridir. Boyundaki büyümüş olan bezeler, bir çuvala doldurulmuş cevizler gibi his verirler. Bezelerin bir tarafta sayıları daha fazladır. Hastalığı yapan habis hücrelerin karaciğer, dalak, kemikler ve diğer organlara yayılması ile kişide buralarla ilgili belirtiler başlar.Kesin teşhisi büyümüş bir lenf bezinin çıkarılıp, alınan kesitin mikroskopta incelenmesi ile konulur. Hastalığı yapan hücrenin çeşidine göre dört ayrı cinsi vardır. Hastalığın teşhis edildiği sırada vücuttaki yaygınlık derecesine göre tedâvide değişik yollar seçilebilir. Erken safhada yakalanan hastalarda radyoaktif ışınlama ile tedâvi % 90’a yakın bir başarı sağlamaktadır. İleri dönemlerinde teşhis edilen hastalarda ilâç tedâvisi, bâzan da her ikisi birden kullanılmaktadır. Vücutta ortaya çıkan habis urların tedâviye en iyi cevap verenlerinden birisi olan bu hastalıkta ileri dönemlerde bile iyileşme oranı yüksektir. |
|
| |
Moderatör Mesaj Sayısı : 2899
Nerden : Hatay
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 19/02/10
| Konu: Geri: Hergün 1 Yeni bilgi :) Salı 20 Nis. - 8:40 | |
| Sayende TUS'a burada hazırlanabiliyorum Yakup |
|
| |
|