| | |
Yazar | Mesaj |
---|
ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: şiirler susmasın Çarş. 7 Nis. - 19:07 | |
| İSTİKLÂL MARŞI
- Kahraman Ordumuza -
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garb'ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
"Medeniyyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakkı'ın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Rûhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin ma'bedimin göğsüne nâ-mahrem eli.
Bu ezanlar - ki şahâdetleri dinin temeli -
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder - varsa - taşım,
Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl! |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Çarş. 7 Nis. - 19:08 | |
|
ÇANAKKALE ŞEHİDLERİNE
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya -
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayâsızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde - gösterdiği vahşetle "Bu: bir Avrupalı"
Dedirir - yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşında;
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk.
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-u asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyla sefil,
Kustu Mehmed'ciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyet denilen kahpe, hakîkat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb,
Öyle müthiş ki: eder her bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı:
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam;
Atılan her lâğımın yaktığı: yüzlerce adam.
Ölüm indirmede. gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!..
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat imân?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrından râm?
Çünkü te'sis-i ilâhî o metîn istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerir azmini tevkîf edemez sun'-ı beşer;
Bu göğüslerse Hüdâ'nın ebedî serhaddi;
"O benim sun'-ı bedîim, onu çiğnetme!" dedi.
Âsım'ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne Güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!..
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb.
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle,
Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebrîz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları, sarsam yarana...
Yine birşey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini;
Şarkın en sevgili sultânı Selâhâddîn'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayrân...
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran;
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;
Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehîd oğlu, şehîd isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
|
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Çarş. 7 Nis. - 19:10 | |
| Çok sevdiğm bir şairin çok sevdiğim şiirleriyle başladım foruma inşallah sizlerde paylaşımlarınızı eksik etmezsiniz |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 8 Nis. - 17:44 | |
| YÂ RÂB BU UĞURSUZ GECENİN YOK MU SABÂHI?
"İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden,
bizi helâk eder misin, Allah’ım?"
(A’râf 155)
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
"Yandık!"diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!
Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,
Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!
Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i,
En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i!...
Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın
Emvâcı hurûş-âver olurken melekûta?
Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükûta?
Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,
Teslîs ile çöksün mü bütün âleme zulmet?
Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?
Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,
Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?
İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?
Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!
Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?
Lâ yüs'ele binlerce sual olsa da kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!
Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!
Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!
Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
En kanlı şenâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: Âcize hak yok!
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!
|
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 22 Nis. - 19:31 | |
| KIRMIZI ARABA
Süleyman kara bıyıklı bir işçidir Ve bu kara bıyıklı Süleyman'ın hikayesidir İş bulduğu günlerde evine dik dönmekte Ve götürdüğü ekmeği yemektedir Karısı Neriman ve oğlu Cevahir'le birlikte
Ne kadar zalim esse de rüzgar Ne kadar belini bükse de ekmek parası Aslan gibi bir adamdır işçi Süleyman
Onun Cevahir� vardır Cevahir altı yaşındadır Çünkü gözleri çakmak çakmaktır Çünkü Süleyman� bir başka bakmaktadır
Bir pazar sabahı Tutar babası Süleyman; Cevahir'in elinden Ve yanında kader yoldaşı karısı Neriman Çıkarlar gezmeye İstanbul� inadına Bir yol düşünür Süleyman Ulan bu bahtı kapalı kentte Yürümek de parayla değildir elbette Üstelik Neriman� hanidir istediği o naylon terlikle Canından özgü Cevahirine Bir gazozla bir simidi alabilecek kadar Para da vardır cepte
Yürürler İstanbul şehrinin kalbine Önce Nerimanın naylon terliği alınır bir seyyardan Sonra da beğenirler simidin en hasosunu umutları Cevahir�
Anlatır işçi baba Süleyman İş ararken adım adım arşınladığı sokakları Bak Cevahir işte şu Yeni Cami Hem cami hem güvercinlerinin bakması nasılsa bedavadır
Bak Cevahir şu dumanı tütenler vapur Şu çığlık çığlığa ağıt yakanlar martılardır Hem vapurun dumanı hem vapurun düdüğü de bedavadır Bak Cevahir şu uzakta görünen de köprüdür Geçmesi değilse de onun da bakması bedavadır
O pazar günü Kara bıyıklı işçi Süleyman Karısı can yoldaşı Neriman Ve gözleri çakmak çakmak olan oğulları Cevahir Gezerler İstanbul şehrini böyle bedavadan
Ve birden mumun alevi söner İstanbul�n yalanı biter Nasıl olur bilinmez takılır Cevahir�n gözü Bir oyuncakçı vitrininde Pırıl pırıl yanan kırmızı oyuncak arabaya Döner karabıyıklı dağ gibi babası Süleyman� Bana şu kırmızı arabayı alsana baba Alsana be Süleyman Canına can parçana Bir oyuncak araba almayacaksan eğer Yuh olsun sana Nasıl olsa babası onu çok sevmektedir İşin belası küçük Cevahir bunu bal gibi bilmektedir
Bir vitrindeki kırmızı arabaya bakar Süleyman Bir karısı Neriman� Sonra takılır gözleri Cevahirin gözlerindeki umuda inadına Ulan alt tarafı bir oyuncak araba Dünya yansa yorganın yok içinde Süleyman Alem çökse üstüne hayıfın çok Süleyman Bakarsın cepteki son gazoz parasına Cevahir�n o kocaman umuduna Yakışır şu kırmızı araba
Bırakır karısı Neriman�a Cevahir� dışarda Girer iflah etmez bir umutla dükkana Sorar dağ gibi Süleyman Usta şu vitrindeki nazlı gelin Şu zalımın ışıltısı Şu bahtımın kara yıldızı Şu İstanbul ağrısı Şu Cevahir�n çakmak çakmak gözleri Şu kırmızı araba kaç para Bir Süleyman� bakar adam bir arabaya Çok para der hemşerim yani çok para Süleyman cebinde bir gazoz parası Yıkılmış bir dağ artığı Bir tufan sonrası perişanlığı Döner kapıya çıkmak için dışarı Oğlu Cevahir Kırmızı arabayla getirecek Babasını beklemektedir Nasıl olsa babası ordan O kırmızı arabayla çıkacaktır Nasıl olsa Kara bıyıklı dağ gibi İşçi Süleyman babasıdır Yani Cevahir�n gözünde o Dünyanın en güçlü Dünyanın en zengin Dünyanın en büyük adamıdır Süleyman
Ama Süleyman Eli boş çıkar dükkandan Sorar Cevahir hani baba Hani kırmızı araba Sorar hesabı bulutlar dağa Nasıl desin Süleyman Nasıl desin adam yüreği Ben onu sana alamadım Benim ona param yetmedi diye Başlar ağlamaya Cevahir Başlar bulutlar ağlamaya Yanar yerin yedi arzı Ve güvercinlerin kalbi başlar kanamaya Ulan istanbul yanar içine Süleyman�n Sorar Cevahir Hani baba hani kırmızı araba Martıları gösterir Süleyman Bak ne güzel uçuyor Cevahir martılar havada Boş ver kırmızı arabayı Baksana martılara Bakmaz martılara Cevahir Bakar yangın gibi arabaya Ama bak der Süleyman Ne güzel uçuyor martılar havada Cevahir bir çocuktur küçük yüreğinde yer çoktur Takılır gözü martılara Gözünden sel olup akan kan rengi yaşlarını siler Evet der ne güzel uçuyor martılar havada Ve unutur gider Cevahir kırmızı arabayı
Unutur gider dalar gözleri martılara Cevahir unutur unutmasına ya Kara bıyıklı dağ gibi işçi baba Süleyman Ömrü boyunca unutmaz o kırmızı arabayı Her gece döşeğine yattığında Uyumak için gözlerini kapadığında Demir lokma gibi Bir kırmızı araba takılıt durur kursağına Bütün ömrü boyunca
İşte bu Kara bıyıklı Süleyman�n hikayesidir Ve herkesin bir yerine Birgün bir Süleyman acısı değmiştir
İBRAHİM SADRİ |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 22 Nis. - 19:33 | |
| PARAMIZ YOKSA HAYSİYETİMİZ VAR
dünya dediğiniz abiler aha benim şu yüreğim kadar abiler, hayat dediğiniz ne kadar gülebiliyorsak o kadar boşverin ötesini sallayın gitsin dünyayı paramız yoksa da haysiyetimiz var
gözünü seveyim zeytinin, taze ekmeğin, çayın bakmayın, benim de canım elbet çeker şöyle tereyağlı birbuçuk iskender yine de olsun kesmedikten sonra selamı bakkal ender bi de bizim takıma gol olmadıktan sonra ve de en kıyağından ve de en ağırından bi şarkı patlatınca müslüm baba ne gam ne tasa ne fırtına ne kar boşverin abiler paramız yoksa da haysiyetimiz var
şimdi beni iyi dinleyin canımdan öte ve de en kıymetli sevdiğim muhterem arkadaşlar durumum ortadadır hayat bana da sağlamına harbi bi çelme takmıştır. nevrim dönmüş, midem bulanmış, gözlerim kararmıştır cümlenize olan bilcümle borç edavatım üç vakte kadar askıya alınmıştır. biraz idare edebilirseniz eğer bir de kahveci Nuri'den rica edebilirseniz kesmezse tavşan kanı günde üç bardak çayı elbet bu feleğin paslı çarkı birgün benim için de döner ve düşeş gelmese de gelirse eğer zarımız mesela bir dubara ve hele de dört cahar işi kolayladık sayın ve de inanın ki abiler paramız yoksa da haysiyetimiz var
dalgalan bakalım kızkulesi önündeki dalgalar gibi kalbim hayıflan bakalım hiç kimselere belli etmeden geceleri yorganın altında yazıklan bakalım bu da reva mıdır hayatının baharında bir delikanlıya hep kısa çöpü ben mi çekeceğim hep bana mı denk düşecek çarkıfeleğin iflası hep ben bileceğim başkaları mı kapacak beşyüz milyarı hep ben sevip eller mi alacak aslıyı leylayı batsın bu dünya, sende mi leyla, itirazım var yalana dolana ve ben böyle dolana dolana ellerim cebimde dudağımda ıslığım, başımda eski alemlerin sarhoşluğu Orhan Veli tadında basıp voleyi yürüyeceğim hayatın sonuna kadar hiç tasalanmayın abiler paramız yoksa da haysiyetimiz var...
İBRAHİM SADRİ |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 22 Nis. - 19:34 | |
| BİR ŞEY SÖYLE
Bir şey söyle Denizler tutuşturulduğunda Dağlar yürütüldüğünde Bir şey söyle Yıldızlar semadan bir bir döküldüğünde üstümüze Bir şey söyle Ben seni unuturum Söyle Yer başka gök başka olduğunda Sallanıp çalkalandığında uçsuz bucaksız sema Hani biz ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi olduğumuzda Bir şey söyle Unuturum ben seni, söyle Kalplerde gizlenenler ortaya döküldüğü zaman Gök yarıldığı zaman Ne oluyor bu yere dediği zaman insan Ve kalakaldığında yüzkarası şiirlerim Ve sensiz bir zaman ve ayaklarımızın altından toprak kayıp Dümdüz eğildiği zaman Bir şey söyle Defterler açıldığında gökyüzü sıyrılıp alındığında Cehennem tutuşturulduğunda cennet yaklaştırıldığında
İBRAHİM SADRİ |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 22 Nis. - 19:38 | |
| Sevdiğin Kadar Sevilirsin Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna ne kadar yaşarsan Yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme Bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakin bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar Sevileceksin. Güneşin doğusundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni işittiği kadar sıcak. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..iste budur Hayat! İşte budur yasamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin Bunu da öğren , sevdiğin kadar sevilirsin...''
YUNUS EMRE |
| | | Yönetim Mesaj Sayısı : 1150
Nerden : Ankara ℂ⋆
Kayıt tarihi : 19/02/10
| | | | Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 22 Nis. - 21:12 | |
| Çok güzeldi Davut abi eline sağlık,devamını beklerim. |
| | | Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 22 Nis. - 21:19 | |
| SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ? Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum, Yıkadılar aldılar götürdüler, Babamdan ummazdım bunu kör oldum. Siz hiç hamama gittiniz mi? Ben gittim lambanın biri söndü, Gözümün biri söndü kör oldum, Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak, Şöylelemesine maviydi kör oldum. Taşlara gelince hamam taşlarına, Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi, Taşlarda yüzümün yarısını gördüm, Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü, Yüzümden ummazdım bunu kör oldum. Siz hiç sabunluyken ağladınız mı? CEMAL SÜREYA |
| | | Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Perş. 22 Nis. - 21:20 | |
| Şehitlere yazılan şiiri okuyunca duygulandım aklıma hüzünlü anılar geldi gene.. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 23 Nis. - 11:45 | |
| ben teşekkür ederim sizlere devamı konusunda şüpheniz olmasın başladımmı sonuna kadar gitmeyi sevenlerdenim inşallah buda öyle olacak |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 23 Nis. - 12:06 | |
| Ah Baba
Ah çekerim seninle geçen o güzel günlere
Hatıralarımı anlatırım dinleyenlere
Babaydı benim babam hiç baba gibi değildi
Ağzıyla kuş gibi hep bizi doyurmak isterdi
Belim sağlamdı o varken güvenirdim kendime
Ah babam her zaman başımı okşar severdi
Anlatırdı geçmişi geçmişteki geleceği
Helalden kazanın derdi hep bize yiyeceği
Basmayın derdi ayağına nasırı olanın
Ağzıyla kuş tutsa hiç yalancıya inanmayın
Bakmayın kimsenin asla namusuna kem gözle
Akıtın terinizi çalışın asla çalmayın
Ağlayın derdi ağlayamayan insan olamaz
Halinden ağlayanın hiçbir zaman anlayamaz
Baki olan Allahtır faniye bel bağlamayın
Asla dost görünerek kimseye düşman olmayın
Babanızım söz hakkım vardır dinlerseniz beni
Ar'ınızı bilin her an ar'ınızla yaşayın
Ağzınızdan bilin ki asla haram indirmedim
Helalden kazandım çalıştım haram yedirmedim
Büyüklenmedim bildim ki Allahtır mutlak büyük
Allaha sığınanın olmaz asla boynu bükük
Biliniz ki sıratı müstakim en doğru yoldur
Alırsanız sözlerimi hiç olmazsınız küçük
Ağzından çıkan sözlerin elbette rehberimidir
Hatıraların benim her zaman muteberimdir
Baba oldun bize katlandın bilirim her şeye
Aldım sözlerini yetiştirmekti bizi gaye
Babacığım bilsen seni ben ne çok sevmekteyim
Allaha duam seni yerleştirsin cennetine |
| | | Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 23 Nis. - 12:12 | |
| Çok güzelmiş eline sağlık. Küçükken babamdan yalan yüzünden azar yerdim de anlamazdım, "ne varsa bu yalanda,ne güzel hayatı kolaylaştırıyor işte!" Sonradan anladım yalanı hayatının en işlek caddesi yapan insanların ne kadar tehlikeli ve onursuz olduklarını,çevresinde hiç tutunacak dal bırakmıyorlardı! Harama da çok karşıydı,önceleri "kolay yoldan biz neden kazanmıyoruz" derdim sonra anladım ki haram da yalanın en önde gideni.. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 23 Nis. - 12:15 | |
| her ikisideni de taşıyan insan diğer insanlara en zararlı kişidir |
| | | Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 23 Nis. - 12:17 | |
| Artık hayat tecrübemden midir nedir,öylelerini yüzünden tanıyabiliyorum; can sıkıcı- iç karartıcı bir ifade hakim oluyor yüzlerine. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| | | | Moderatör Mesaj Sayısı : 2899
Nerden : Hatay
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 19/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 23 Nis. - 12:44 | |
| Eline sağlık Davut Abi.Çok seviyorum ben D.Ali Erzincanlı'nın sesini ve yorumunu |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 23 Nis. - 12:46 | |
| sevindim o zaman daha çok ekleyebilirim
sesi mükemmel farklı bir renk var sesinde yorumlarına söylenecek söz yok zaten |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 24 Nis. - 18:12 | |
| Dilin Yalan Söylüyor Tohumdun yüreğimde fidan oldun büyüdün, Ağaç idin bağımda, çınar oldun yürüdün.
Nasıl söküldün öyle, çatır çatır içimden, Köklerin yüreğimde kan revan oldu birden.
Çalı çırpı bıraktın giderken yüreğimde, Hepsi bir kıymık gibi beynimin her yerinde.
Dilin ne derse desin, gözün öyle demiyor, Seni sevmedim derken, dilin yalan söylüyor.
Burası Ulus parkı, karşımız Anadolu, Gönlümün öbür yanı ondan böyle sır dolu.
Yalnızım bu şehirde, hem de yapayanlızım, Boğuluyorum gitme, şair olur bir yanım.
Yok böyle demiştim ben, yanlış anladım hemen, Bunun hepsi hikaye, baştan komiğiz zaten.
Kendimizi kandırdık, kargalar güler buna, Birde ciddiye aldık, karganın papuç damda.
Bu koca alemde biz, varla yok arasıyız, Olmasak da olurdu, varsak yaşamalıyız.
Olmayacak duaya amin demeyelim biz, Herkes kendi yoluna biz hep böyle gideriz...
Bedirhan Gökçe |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 24 Nis. - 18:13 | |
| Dohtor Bey
Verdigin perhize budur gayratım, Bundan başka uyamayong dohtor bey, Üç sepet yımırta sabah kahvaltım, Teker teker sayamayong dohtor bey!
İki leğen pilav bir yayıg ayran, İster yağlı olsun ister yavan, Yanına keseyong beş kilo sovan, Yeyong yeyong doyamayong dohtor bey!
Üç tencere bamya yirim bişince, Yirmi tas su içip biraz koşunca, Her yanı sökülür garnım şişince, Sağlam göynek geyemeyong dohtor bey!
Sinciye acımdan çogtan ölürdüm, Sağolsun gomşular ediyo yardım, Bi guzudan fazla yimem söz virdim, Ayıp olur cayamayong dohtor bey!
Bazı az geliyo beş kasa hurma, Yedi lahanadan yapıyoz sarma, Onuda mı yeding deye hiç sorma, Utaneyong deyemeyong dohtor bey!
Günde iki çuval unum gideyo, Avradım her sabah ekmek edeyo, Bir gazan fasille gönül ye deyo, Artırmaya gıyamayong dohtor bey!
Senede gırk dönüm bostan ekering, Benden başka kimse yimesing dirim, Gavını, garpızı gabıglı yirim, Acelemdeng soyameyong dohtor bey!
Bilmem gara Memmed nereye gider, Buyumuş gısmatım, buyumuş gader, Bi günde yediğim işte bu gadar, Daha fazla yeyemeyong dohtor bey!
Bedirhan Gökçe |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 24 Nis. - 18:14 | |
| Küfrüm Edebimi Aştı Bu Gece Sen benim gözümde bir hiçsin artık, Nefretim aşkımı aştı bu gece Bugün ki sözlerin söz müydü artık Son sözün sabrımı aştı bu gece
Kolayca bitsin bu diyemedin de Salladın savurdun basiretsizce Hiç mi ders almadın onca gezdik de Yağmurun rahmeti aştı bu gece
Yürümeyen neydi,ilişkimiz mi? Günüm sensiz bomboş deyişimiz mi? Sensiz yaşayamam çelişkimiz mi? Yalanın doğrunu aştı bu gece
Evlenmek hayali kapımda idi Giriş kat evimin boyası yeni Mobilyan,takımın, alınmış idi Vuslatım tadını aştı bu gece
Yemedim yedirdim ne varsa sana Üç kuruşum olsa verirdim daha Memurdum yoksuldum hatırlasana Hafızam haddini aştı bu gece
Ayakların donmuş,üşümüştün de Gece yatamamış üzülmüştüm de Bir ay oruç tutup yememiştim de O çizmen boyunu aştı bu gece
Yapılan söylenmez, gelmezmiş dile Allahtan beklenir kul bilmese de Kızgınlığım buna, sebep ise de Sabrım miadını aştı bu gece
Onca gez toz benle,seviyorum de Sonra git nişanlan bir de ona de Şerefsizlik değil, nedir bu söyle Küfrüm edebimi aştı bu gece
Sana son bir sözüm, nasihatım var Aldığım ahlakla bir terbiyem var Seni doğurana ana deyip geçmek var Saygım adabımı tuttu bu gece Gönlümün romanı bitti bu gece Hangisine yansam şimdi gün gece Ömrümden beş yıl gitti bu gece
Bedirhan Gökçe |
| | | Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 24 Nis. - 18:14 | |
| =)
Doktorum'a gitsin bu da |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| | | | |
1 sayfadaki 13 sayfası | Sayfaya git : 1, 2, 3 ... 11, 12, 13 | |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
İstatistikler - Top 10 |
---|
En Çok Yazan | Yeni Konu / Mesaj | Kullanıcı AdıMesajları | Konu | Tarih | Yazan | | | |
|