| | |
Yazar | Mesaj |
---|
ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 11 Haz. - 18:08 | |
| ADINA Gece denize yanaştım. O, sulardan geliyordu Duydum. Ne iyi, dedim. Baktım, O, bir gemide geçiyordu. Bağırdım. Gel'siz, gitme'siz. Döndüm çakıllara sordum, Siz kimdensiniz. Dediler durandan, Bizi yakın edenden. Denizi sorguya çektim. Dedim, Görüyor musun yaşadığımı.. Yetinemedim. Tuttum yakaladım kendimi Getirdim gözlerinize serdim. Durdum, size soruyorum.. Yaşadığımı görüyor musunuz. Yaşadığımı Görüyor Musunuz. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 11 Haz. - 18:09 | |
| ADSIZ ŞİİRLER Ben size ne yaptım Çağrı mı, armağan mı, ceza mı Ne vardı böyle karşıma geçecek Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek Artık olan oldu Gitmeniz gitmeseniz bir Ben de düş kursam da kurmasam da Aklıma yüzünüz gelecektir Ben size ne yaptım, Ne kötülüğüm dokundu size İnanın - hoş niçin inanacaksınız- Sizi şu ana kadar tanımazdım İnanmak, bilmek yakışmaz size Karşıma çıkmayacaktınız. Karşımda bir resim gibi şimdi Kuramadığım düşlerin çizdiği, siz Hem gözüme hem düşünceme Çakılıp kaldınız Renklerinize ve biçimlerinize Düş dışı gerçeklerin çizdiği siz Beni benden çıkardınız Beni benden aldınız Göz görmeye-görmeye Bir uzağa bıraktınız Kendime dönmeye artık çok geç. __________________ |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 11 Haz. - 18:09 | |
| KELİMELER Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde Denizlere açıldı içimizden biri Niçin gittiğini söylemeden. Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri. Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden. Bulacak sanıyordu yenilikleri. Her an bir yeni su vardı, Her yeni suda bir yeni an. Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı. Bitmiyordu köpüklerle renkler Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek. Yeni manzaralarla gelen yeni duygular Hani, eski kelimelerle olmasa İnsanın ömrünce devam edecek. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini. Anladı, bütün olmuşlarla olanların Ve bütün olacakların O kelimelerin içinde Kendisine varmadan eskidiğini. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 11 Haz. - 18:09 | |
| AĞLAMAK Ağlamak Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere Örtüsüdür bazı acıların Örter, örtülmez Savunur bir süre Ağlayanlar sevinmeli Sevin ağlayabiliyorsan Acılar ardarda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli-gülmeli Sevin ağlayabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Cuma 11 Haz. - 18:10 | |
| ALBUM Elimde üç tekerlekli kırmızı bir bisiklet, Bir nohut-oda Hacıbayram’da Denizsiz bir ada’nın kıyılarında Görünmez arkadaşlarım.. Ne işim vardı bu rüya’da. Bir kere, bisiklet yeşil değildi, Başkentti, ada değildi. Karpuz iyi çıkmadı, beni yordu. Alemdağ ormanında kayboldum; Herkes beni arıyordu.. Akşam oluyordu, korkuyordum. Ne işim vardı bu rüya’da. Alemdağ ormanı yandı, yok oldu; Benim kayboluşum da öylece kayboldu. Bir resimde toplanıldı bilmeden.. Birer birer dağınıldı bilmeden.. Beni buldu arayanlar sonunda.. Ama onlar silindiler resimden.. Ne işim vardı bu rüya’da. Orda orman olsa da gene kaybolsam diyorum. Ya da resmi yakıp ben onları bulsam diyorum. __________________ |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:07 | |
| Ozlem Bir gece, Gecede bir uyku.. Uykunun içinde ben... Uyuyorum, Uykudayım, Yanımda sen. Uykunun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, Gecede ben... Bir yere gidiyorum, Delice... aklımda sen. Ben seni seviyorum, Gizlice... El-pençe duruyorum, Yüzüne bakıyorum, Söylemeden, Tek hece. Seni yitiriyorum Çok karanlık bir anda... Birden uyanıyorum, Bakıyorum aydınlık; Uyuyorsun yanımda... Güzelce. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:07 | |
| Yasayan ólúm Gözlerini kaçıramazsın, geçmiş ola Artık derebeyindir senin o görmüşlüğün Köleliğin sana işitir yaşlandıkça o ve sen Onun yaşamışlığındadır senin ölmüşlüğün Artık o sende hep yaşayan bir ölüm Başka görüntülerle gelir öbür açılarıyla Seni yerinden eder, gider, Gelir yerinden eder... Pasını siler, kimse anlamaz sen anlarsın Sen anladıkça o sende hep yaşayan bir ölüm. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:08 | |
| ALDANI-ALDATI I Benim düşlerimin içinde O uyuyordu, duyuyordum. Ben bir uykusunda onun, Bir düş'ünde bulundum... Uyuyordu,duyuyordu, Avundum. II Benim düşlerimin içinde O uyumuyordu, biliyordum. Ben ne bir uykusunda onun, Ne de bir düş'ünde bulundum... Bulunsaydım, Vururdum. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:09 | |
| ANSIZIN Ben sensiz olanlara seni aratıyorum, Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum, Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum. Unutturmayacağım, seni yaşatacağım, Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım, Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça... Sen evreninde sana seni aratacağım. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:09 | |
| ARAYIŞ En kısa ceza Ömür-boyu olandır.. Kimse bilmediğinden. Kim bilir; Belki bir yalan'dır.. Kendiliğinden. Bir korku'dur belki, Saklanandır.. Çirkinliğinden. Bir soru olsa gerek; Sorulmadığındandır.. Birden. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:09 | |
| ARGO Ağacı sevecektiniz, Yoldunuz, dal bırakmadınız... Yılına al bırakmadınız, Yemişini yiyecektiniz. Kadını sevecektiniz, Aldınız, ver bırakmadınız.. Sevi'ye yer bırakmadınız, Ona ben değil, sen diyecektiniz. Büyünürken zamanla, Küçüldünüz zamanla, Arıları kovdunuz dumanla, Kovanda bal bırakmadınız. Sobayı söndürdünüz, Isıyı öldürdünüz, Hava basıp üfürdünüz, Mangalda kül bırakmadınız. Parayla yamalı bohça'da, Kapanık, dar bir açıda, O caanım ikili bahçede Bir renk, bir gül bırakmadınız. Bir eliniz vardı, bir cebiniz, Başınıza vurdu keliniz, Alıp sattınız hepiniz, Depoda mal bırakmadınız. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:10 | |
| AŞK ŞARKISI Ellerini ver, öpeceğim. Binlerce el içindeyim, Şu beyaz çizgilerden gideceğim. Ellerini ver, ver ellerini.. Seni öldüreceğim. Gözlerinden gireceğim, İçinde yer edeceğim. Sana oradan sesleneceğim; Ellerini ver, ver ellerini.. Seni öldüreceğim. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:10 | |
| AYNANIN OYUNU Bir çocuk doğdu, bendim. Sıraya girdim insanlar içinde. Alay-bayrak büyüdüm Odalar, sofalar içinde. Bir ayna doğdu, gördüm. Sıraya girdi aynalar içinde. İsime geldi, aldım, Çarşılar, pazarlar içinde. Bunca yıl yüzüne baktım. Kendisini aşmadı Olanlar içinde. Bir sabah uyandım, Duruyordu karşımda Düşmancasına, Bir cam, Aldanmış, Kendini ayna sanmış.. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:11 | |
| “Akıllı olduğunu düşünemeyecek kadar akıllı Deli olduğu düşünülmeyecek kadar deli’nin niçindenliğini bilmediği sıkıntısı geçiyor Uyanmak, bir akşam bir adamı yatağından kaldıracak. Adamın gözleri adama uyanışı anlatacak. Gözleri gel gel diyecek. Doğrulmak adamı kucağına alacak. Adımın birincisi ayağına sarılacak.İkinci adım birincisinin içinden doğacak. Adımlar ana-oğul babasız sıralanacak. Adamın gözleri adama bak bak deyecek. Pencere adamın gözlerini kuşatacak, Bakışlarını caddeye serecek Görüşleri yayılacak. Caddede insanlar gezinecek. Oda bu sırada işe karışacak, Adamı dışına çıkaracak. Çıkmak öbür fiillere komutan çıkacak, Merdivenlere indir komutunu verecek. Merdivenler onu bir kapıya itecek. Kapıya açıl komutu gelecek. Kapı bu işi adama yaptıracak. Evin içi dışına dönecek, Burada adama karış komutu ulaşacak. Adam saf saf yanaşacak, Bakmaya alışmak adama gördürecek. Görmek adamı sürekli bunaltacak. Adam gördükçe şaşıracak, Şaşırdıkça sürekli görecek. Adam bilmek fiilini arayacak, Ama bulamayacak. Adam geleni geçeni kendi sanacak. Bu ne kadar çok kendim deyecek. Hep başkalarını görecek. Hani ben, nerede ben deyecek. Anlamak isteyecek ─ bir istemeseydi─ . Anlamakla bunu istemek yan yana gelecek Bir çağ bitecek, biri başlayacak. Neden-, niçin-, nasıl’a yönelecek ─ ya yönelmeseydi─ . Anlamak fiili ─ ister istemez─ birden adama verilecek. Adamın durumu belirecek, hızı gelişecek. Ayarı insanca bozulacak. Neleri anlamalı, neleri değil, ayıramayacak. Başka-kendilerini görünce şaşıracak. Kendi-başkalarını onlarla karıştıracak. Önünden boyuna başkaları geçecek, Önünden boyuna kendisi geçecek, Bu ne kadar çok ben deyecek. Aralarında bir yabancı arayacak. Kendinde bir yabancı arayacak. Bu ne kadar çok yan yana ben deyecek. Ben kendime nereden gireyim deyecek. Ben kendimden nasıl çıktım deyecek, Ne zaman deyecek, niçin deyecek. ─ Deyecek de ne olacak─ Olan olacak olduğunca, olacağınca. Bu andan o ana olanca. İş işden geçecek. Adama bir yardımcı fiil birden düşecek. Adam onu ilkin bir şey sanacak. Onunla düşünmeye alışacak. Düşünceleri onunla kör-topal gidecek. Adam bundan şımaracak. Dur şununla bir iş göreyim deyecek, Eline cebi değecek. Adam ile tabancası birleşecek. O anda bütün öbür fiiller ondan geri alınacak. Adam ateş edecek. Bütün fiiller ona geri verilecek.. Adam birini vuracak.. Adam kendini vuracak.. Adam beni vuracak. Bilecek.. Ler, siniz. Perde burada inecek. Perdenin önündekiler donup kalacak.. Lar, sınız. Perdenin arkasındakiler bekleyecek.. Ler, siniz. Bir ölü yerde uzanık yatacak. Vuranı görenler vurulanı görmek isteyecek. Tıklım tıklım insanlar eğilecek. Kim baktıysa görecek. Yerde kendini görecek. Hepsi başkayı umduğunda şaşıracak. Dışlarına binlerce A çıkacak. A’lar çelik teller gibi dolaşacak. İçlerine birer nefes Hi dolacak. Yerde yatanda herkes kendini tanıyacak. Bir perde aralanacak Vuran ortaya çıkacak. Ortaya çıkanda herkes kendini tanıyacak. Herkes kendini tanıyınca iş bitmeyecek, Başlayacak. |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Paz 13 Haz. - 18:12 | |
| BAŞLAMALAR I Seni seviyorum Ben de seni Tutuyorum Ben de seni Öpüyorum Ben de seni II Doğuyorum Ben de sana Yaşayorum Ben de sana Geliyorum Ben de sana Bitiyorum Ben de sana Ölüyorum Ben de sana III Ben seninim Ben de senin Sen benimsin Ben de senin IV Gelip kaldım Ben de senden Görüp kaldım Ben de senden Bilip kaldım Ben de senden Gidip kaldım Ben de senden Umup kaldım Ben de senden V Sen de ben de Ben de sen de Sende bende Bende sende Sen de bende Ben de sende Sende ben de Bende sen de VI Geliyorum Ben de seninle Gidiyorum Ben de seninle Kalıyorum Ben de seninle Ölüyorum Ben de seninle VII Yalnızım Ben de sensiz Çirkinim Ben de sensiz Küçüğüm Ben de sensiz Ölüyüm Ben de sensiz |
| | | Moderatör Mesaj Sayısı : 4642
Nerden : Akçay
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 22/02/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Ptsi 14 Haz. - 20:36 | |
| |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Salı 15 Haz. - 18:57 | |
| A.S Tolga nerelerdesin özlettin kendini be güzel kardeşim |
| | | Yönetim Mesaj Sayısı : 9260
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 18/02/10
| | | | Moderatör Mesaj Sayısı : 5163
Nerden : Kayseri
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 24/04/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın Çarş. 16 Haz. - 6:01 | |
| Mecnun'lar bilindi şimdiye kadar.Leyla'nın aşkı bilinmedi.Dağları hep Ferhat'lar deldi ama Şirinlerin ızdırabı sezilmedi.Hep Kerem'ler deli divane oldu ama Aslı'ların gözyaşları silinmedi.Sevginin uğrundaAslı'yı kardeşim, Şirin'i yoldaşım, Leyla'yı dostum eyledim.Nasıl ki onların kavuşması mahşere kaldı.Ben seni cennet kapısında kendi...me yoldaş eyledim... |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 3 Tem. - 21:19 | |
| yanLızLık SigAra KüLü KadAr yaNlızLIk.... zambaklar en ıssız yerlerde açar ve vardır her vahşi çiçekte bir gurur bir mumum ardında bekleyen rüzgar ışıksız ruhumu sallar da durur zambaklar en ıssız yerlede açar yağmurlardan sonra büyürmüş başak meyvalar sabırla olgunlaşırmış bir gün gözlerimin ta içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış yağmurlardan sonra büyürmüş başak seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden martılar konuyor omuzlarım, gözlerin İstanbul oluyor birden ben bir şarkı, ben bir türküyüm ben Meryemin yanağındaki tüyüm beni bir azizin nefesi uçurur içimde Allahın korkusu durur cici ayaklarım iplikle bağlı ben onun sılası, kendimin gurbetiyim sineklerin kanadını ısıtan bir güneş toprağı yarıp çıkacak kadınlar sansa da yaşadığını şarkısız kaldıkça yaşamayacak kandınları şarkılar akrepler aydınlatır akşamlardan, gecelerden,senden uzağım şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen durgun sular gibi azalacağım bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen. ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi sana da Mona Roza, taşbebeği bıraktık ellerinde kılıçlı balıkların bir dişi senin hatıran kadar büyük, yeni, karanlık senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde sonra seni kaybetmek hemen her yerde ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak yapayalnız kalmak iskelelerde peygamber çiçeğinin aydınlığında ara sana doğru uzanan çaresiz ellerimi sırrımı söylüyorum vefakar balıklara yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi koyverip kirli pullu saçlarını rüzgara koyverip telli pullu saçlarını rüzgara bir çocuğun ardına düşen heykellerimi peygamber çiçeğinin aydınlığında ara zaman çabuk çabuk geçiyor Mona saat on ikidir, söndü lambalar uyu da turnalar gelsin rüyana bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 3 Tem. - 21:20 | |
| AŞK VE ÇİLELER Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! * Ulur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa, bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli çakallar. Zeytin ağacının karanlığıdır Elindeki elma ile başlayan... Bir yakut yüzükte aydınlanan sır, Sıcak ve minnacık yüzündeki kan, Zeytin ağacının karanlığıdır. Zambaklar en ıssız yerlerde açar, Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, Işıksız ruhumu sallar da durur, Zambaklar en ıssız yerlerde açar. Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi.. Ellerinden belli olur bir kadın. Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin, ellerin ve parmakların. Açma pencereni, perdeleri çek: Monna Rosa, seni görmemeliyim. Bir bakışın ölmem için yetecek; Anla Monna Rosa, ben öteliyim... Açma pencereni, perdeleri çek. Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna; Saat on ikidir, söndü lambalar. Uyu da turnalar gelsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar; Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna. * Akşamları gelir incir kuşları, Konarlar bahçemin incirlerine; Kiminin rengi ak, kiminin sarı. Ah, beni vursalar bir kuş yerine! Akşamları gelir incir kuşları... Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında. Hayatla doldurur bu boş yelkeni O masum bakışlar... Su kenarında Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni. Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa: Henüz dinlemedin benden türküler. Benim aşkım uymaz öyle her saza, En güzel şarkıyı bir kurşun söyler... Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa. Yağmurlardan sonra büyürmüş başak, Meyvalar sabırla olgunlaşırmış. Bir gün gözlerimin ta içine bak: Anlarsın ölüler niçin yaşarmış, Yağmurlardan sonra büyürmüş başak. Artık inan bana muhacir kızı, Dinle ve kabul et itirafımı. Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı, Artık inan bana muhacir kızı. Altın bilezikler, o korkulu ten, Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne; Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen, Bir tüy ki, kapalı geceye, güne; Altın bilezikler, o korkulu ten! * Monna Rosa, siyah güller, ak güller, Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 3 Tem. - 21:21 | |
| ÖLÜM VE ÇERÇEVELER Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı; Garip bir yolculuk, tren ve Gülce. Bir hançer bölüyor, ah, rüyaları: Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve... * Lambalar yanıyor, hafif ve sarı; Gece kar yağacak sabaha kadar. Toprakta et, kemik çıtırtıları... Yarı ölüleri bir korku tutar Değince bir taşa kafatasları. -Ölüler ki yalnız tırnakları var, Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...- * Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı, Açıyor elini göğe bir kadın. Uzuyor, uzuyor, uzuyor saçları Uğrunda ölen güzel kızların... * Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı; Esmer delikanlı, hatıra ve kan. Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları Sızıyor bir kapı aralığından; Lambalar yanıyor, hafif ve sarı. * Lambalar yanıyor, hafif ve sarı; Çocuklara açar mağaraları Gün görmemiş kuşlar ve örümcekler. İlan-ı aşk eden dil balıkları Aşina suları çabuk terkeder... Lambalar yanıyor, hafif ve sarı; Bakıyor ateşe, küle böcekler. Köpekler parçalar kanaryaları Mektupları bir boz ağaç kurdu yer. Baykuşlar ötüyor harabelerde; Yanıyor lambalar, hafif ve sarı. Bir kaza kurşunu bulur her yerde Süvarisiz şaha kalkan atları... Bir ruhun ışığı vardır göklerde, Lambalar yanıyor, hafif ve sarı; Ötüyor baykuşlar harabelerde. Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı; Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer. Bekledi arzuyla karanlıkları Anneler, babalar, erkek kardeşler. Ta içinde duyar ani bir ağrı, Bir hüzün şarkısı tutturur gider Anneler, babalar, erkek kardeşler. Lambalar yanıyor, hafif ve sarı; Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş. Bir neşe şarkısı tutturur gider Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş; Kurşunlar sıkılır göklere doğru, Serçe yavruları yuvada titrer. Lambalar yanıyor, hafif ve sarı... * Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı; İnce yelkenleri alıyor yeller. Titretir kalpleri ve bayrakları Gemiden toprağa uzanan eller. Lambalar yanıyor, hafif ve sarı, Bir yosun köküne hasret kalacak Gizli hazineler, su yılanları... İnce yelkenleri alıyor yeller; Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı. Beyaz pelerinli hür tayfaları Kendine bağlıyor siyah kediler; Titriyor gönüller ve kara bayrak, Bir yosun köküne hasret kalacak Gemiden toprağa uzanan eller. Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı. * Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı, Garip bir yolculuk, tren ve Gülce. Bölüyor bir hançer, ah, rüyaları: Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve... |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 3 Tem. - 21:21 | |
| PİŞMANLIK VE ÇİLELER Rüzgar eser, yağmur yağar, tilkiler üşür; Bir odun parçası aydınlatır ocağı. Anne ateşin önünde perişan, Anne ateşin içinde hür... Rüzgar eser, yağmur yağar, tilkiler üşür. Yağmurlar sırtıyla sırtımın arasındadır; Şarkılar dudaklarıyla dudaklarımın. Bin parçaya böldü beni bir divane sır, Sesi geliyor sesi günahkar çocukların; Şarkılar dudaklarıyla dudaklarımın arasındadır. Gönüller yanarak kavuşacaktı; Yüzdeki ıstırap, çile ocağı, Onun bu ocakta yanan toprağı, Bir gece rüyamda avuçlarımı yaktı, Gönüller yanarak kavuşacaktı. Benim gözlerim yeşildir, onun gözleri kara; Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara. * Annenin başı elleri arasında, Parmağında aydınlık günlerden kalma yüzük. Bir fotoğraf asılıdır duvarda: Aynaya, geceye, maziye dönük, Annenin başı elleri arasında, Bir tüfeğin burnu havadadır, Ateş almak üzredir, mermisiz. Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım, Siz beni ne anlarsınız siz! Bir tüfek ateş almak üzredir, mermisiz... Bir saman çöpüne tutunmuş kızların Eteğini ben çektim. NEyleyim göğsümü kara dağın sert rüzgarı doldurmuş, Annemden ilk sütü Gülce'de içtim. Ankara'ya, çatal dağa biz zindandan gün vurmuş: Az kalsın yerine ben ölecektim Bir saman çöpüne tutunmuş kızların... Kediler halıları parçalıyor, Kırmızı bir ışık düşüyor yere. Annenin dizinde derman yok, Annenin kafası iki parçadır. Hükmedemiyor insan ruhuna ateş, Rüzgar hükmedemiyor incecik perdelere; Kediler halıları parçalıyor. Ateşte sarı gül açan saksılar, Kızarmış bir ekmek gibi duruyor; Kulağıma garip sesler geliyor. Kuş yumurtasından çıkan insanlar Ahırda bir ata eğer vuruyor, Kulağıma garip sesler geliyor. Ben bir şarkı, ben bir tüyüm; Ben Meryemin yanağındaki tüyüm. Beni bir azizin nefesi uçurur, Kalbimde Allahın elleri durur. Cici ayaklarım iplikle bağlı, Ben onun sılası, kendimin gurbetiyim; Ben bir azizin hasreti, Ben Meryem'in yanağındaki tüyüm. Benim gözlerim yeşildir, evet evet, onun gözleri kara; Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara... * Ocak sönüyor, ateş kül oluyor. Annenin saçları beyaz, Anne saçlarını yoluyor. Ateşin içinde gül açar, servi büyür, ardıç büyür, çocuk büyür; Ocak sönüyor, ateş kül oluyor, Anne ruhunda ruhuma eğiliyor. Yaralı kuş kanadını ısıtan Bir güneş toprağı yarıp çıkacak. Kadınlar sansa da yaşadığını, Şarkısız kaldıkça yaşamayacak. Kadınları şarkılar, geceler aydınlatır. Kadınları şarkılar, akrepler aydınlatır. Kadınları şarkılar, zehirler aydınlatır... * Artık ben gideceğim, ata eğer vuruyorlar. Hatıralarımı birer birer yakacağım. Entarimi parça parça edip Zehirli kirpilere bırakacağım. Beyaz bir kayanın üstüne çıkıp Göğsüme siyah bir gül takacağım. Batan güne doğru kurşunlar sıkıp Kendimi boşluğa bırakacağım. Ayaklarımın altından geçiyor bir deniz... Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım, Siz beni ne anlarsınız siz! Artık ben gideceğim atım kişniyor; Bir bebek mum istiyor, bir ölü şarkı istiyor, Ayaklarımın altından geçiyor bir deniz, bir deniz; Beni onun gözleri çağırıyor, duramam duramam. Benim gözlerim yeşildir, ah, onun gözleri kara; Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara... |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 3 Tem. - 21:22 | |
| VE MONNA ROSA Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi. Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara: Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi. Koyverip telli pullu saçlarımı rüzgara, Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara... Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü Ve boğazımı sıktı parmaklar ince, uzun. Günahkar toprağıma saçından bir tel düştü; Sana ne olmuş Rosa, bir derde tutulmuşsun. Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti: Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun, Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü... Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa; Her şeyim sizin olsun, hep sizin kesik başlar. Rüyasında örümcek başlarsa ağlamağa, İçine gül koyduğum tüfek ölmeğe başlar. Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa Gibi ölüm önünde öz benliğim yavaşlar. Öyleyse şu şapkayı fırlatayım ırmağa. Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır Ve kediler her gece sürünür yastıklara. Denizleri bahtiyar eden günler kısalır; Satılmayan çiçekler, zehirli ve kapkara, Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır. Bir geyiğin gözleri düşer eriyen kara Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır. Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık! Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi. Sana da, Monna Rosa, taş bebeği bıraktık, Ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi. Senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık; Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi... Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık! Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim; Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura. Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim, İtimat edeceğim şu belalı yağmura. Ruhuma bayrak yapıp ben teslim edeceğim Asılmış bir adamın iki eli yağmura. Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim. Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni Ve bir şehir yaratmak, ruhundan Gülce diye. Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni Katıvermek sessizce söylenen bir türküye. Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni Ve son vermek bitmeyen, bu bitmeyen şarkıya, Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni. Sana tavuskuşunun içime girdiğini Son, en son söz olarak söylemek istiyorum. İçime girdiğini, tüyünü yolduğunu Son, en son söz olarak söylemek istiyorum. İçimde tavusların bir bir kaybolduğunu, Bana da bir çift ak kanat kaldığını Son, en son söz olarak söylemek istiyorum. Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi. Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara; Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi. Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara. Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara... |
| | | ST Mesaj Sayısı : 2446
Nerden : izmir
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 02/03/10
| Konu: Geri: şiirler susmasın C.tesi 3 Tem. - 21:22 | |
| Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil Ayaklarımdan belli Lambalar eğri Aynalar akrep meleği Zaman çarpılmış atın son hayali Ev miras değil mirasın hayaleti Ey gönlümün doğurduğu Büyüttüğü emzirdiği Kuş tüyünden Ve kuş sütünden Geceler ve gündüzlerde İnsanlığa anıt gibi yükselttiği Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Bütün şiirlerde söylediğim sensin Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini Ey gönüllerin en yumuşağı en derini Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında Çatı katlarında bodrum katlarında Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba Hep Kanlıca'da Emirgan'da Kandilli'nin kurşuni şafaklarında Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Ey çağdaş Kudüs (Meryem) Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha) Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında Köle gibi satıldım pazarlar pazarında Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda Verilmemiş hesapların korkusuyla Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır Sevgili En sevgili Ey sevgili |
| | | |
11 sayfadaki 13 sayfası | Sayfaya git : 1, 2, 3 ... 10, 11, 12, 13 | |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
İstatistikler - Top 10 |
---|
En Çok Yazan | Yeni Konu / Mesaj | Kullanıcı AdıMesajları | Konu | Tarih | Yazan | | | |
|