6.Bölüm18 MART KAHRAMANIAmiral Dörobeki, 17 Mart Toplantısında komutanlarına hitaben; "Efendiler yarın akşam Marmara'da olacağız" gibi büyük bir söz söylemişti. Amiral her ihtimale karşı 17 mart 1915 gecesi saat 21.30'da Karanlık Liman'm temiz olduğuna dair bir rapor istemişti. Karanlık Liman temiz denildi. Amiral bu hayalle uykuya daldığı sırada ve saat 22.30'da Çanakkale Müstahkem Mevki Mayın Grup Komutanlığfnın telefonu çaldı. Kumandan Binbaşı Nazmi;
- Buyrun ben Binbaşı Nazmi,
- Ben Mirliva Cevat
- Emredin Paşam. Nazmi Bey, biraz bana kadar gelebilir misiniz?
- Başüstüne Paşam, şimdi geliyorum.
- Teşekkür ederim Binbaşım.
Telefonu kapattı. Hemen daireden çıkan Nazmi Bey, karargâha, paşanın yanına geldi. Paşa, Nazmi Bey'e olan bitenleri anlattı ve;
-Mevcut kaç mayınımız var Binbaşım?
-Yirmi altı tane Paşam.
-Güzel. Bunları bu akşam Karanlık Liman'a ve bir hat üzerine dökebilir misiniz?
-Derhal Paşam.
-Teşekkür ederim Nazmi Bey.
-Nusrat'ı, Nara'dan şimdi getirmiştim. Kılavuz Yüzbaşı Hafız Bey de hazır emir bekliyor efendim.
-Ne zaman hareket edebilir siniz?
-24.00'te hareket edebiliriz Paşam!
-Hemen. Cenabı Hak muvaffak etsin. Her türlü tehlikeden korusun.
-Amin. Efendim.
Sonra Nazmi Bey, Güverte Yüzbaşısı Hüseyin, Önyüzbaşı Birinci Çarkçı Ali, Yüzbaşı Ahmet, Teğmen Hasan ve 54 kahraman er, Karanlık Liman'm yolunu tuttular ve 03.20'de görev tamamlandı, geriye dönüldü. Saat 05.40'ta Nusrat Çanakkale7ye girmişti. İşte ertesi günün ilk yarısında dünyayı Çanakkale Boğazı'ndan geçirmeyecek olan 26 mayın böylece pusuya yatırılmış oluyordu.
Burada İngilizler, 18 Mart yenilgisinin ezikliğini "Karanlık Liman'da mayın kalmamıştır" diye Amiralliğe rapor veren bir kişiyi asarak gidermeye çalışmışlardır. Zira Nusrat bu telsiz raporundan 5 saat 50 dakika sonra Karanlık Liman'ı mayınlamıştı.
Burada Kurmay Albay Gıyasettin Bey'in 1966 tarihinde Donanma Dergisinde yayınlanan şu sözlerini de kaydetmek isterim. "Bazı masabaşı yazarları bu mayınların 10 gün evvel döküldüğünü yazmak gafletini göstermişlerdir. Bunların zavallı Binbaşıyı haksız yere kurşuna dizen makamların kendilerini kurtarmak için uydurdukları bu hikayenin tesiri altında kaldıklarına hiç şüphem yoktur. Bu sözlerimizi o zaman çıkan Donanma Dergimizin 1738. sayfasındaki
yazı ve Çörçil'in Revü Paris Dergisine yaptığı beyanat da teyit eder mahiyettedir.
Nusrat Mayın Gemisi görevini tamamlayıp Çanakkale'ye dönerken onlar da Bozcaada açıklarında hazırlıklarını tamamlamak üzere idiler. Amiral Gemisi Quin Elizabeth önde, Agamemnon, Lord Nelson, Infleksıbl vs. onları takip ederek saat 08.30'da Boğaz'ın önlerine geldiler. 10.30'da Boğaz'dan içeri girdiler ve tertiplerini alıp 11.30'da savaşı başlattılar 11.39 da da bizimkilerden cevap geldi. 12.20'de bütün Türk bataryaları birden ateşe başlayınca düşman kendini ateş çemberi içinde buldu. Artık yer-gök zıngır zıngır titriyordu. Böylece dünyanın en büyük deniz savaşı da başlamış oluyordu.
Bu hal üzerine 3 saat kadar devam eden savaşta, düşmanın en büyük gemilerinden biri olan Buve'ye şayanı hayret bir şekilde 4 Türk Obüsü birden isabet etti, 2 dakika 35 saniye sonra da 26 mayından birine çarptı ve 2 dakika içinde batıp gitti. Saat 13.55'te Fransız Golva da ağır yaralanmıştı. Bu yüzden filo geri çekilmek zorunda kaldı ve Golva, Tavşan adalarında karaya oturtularak terk edildi. Perişan olarak geri çekilen Fransız Filosu yerini İngiliz Filosuna bıraktı. En önemli gemileri Infleksıbl, Albion ile Osean idi. Ancak Anadolu Hamidiyesi ile Rumeli Mecidiyesinin atışlarından isabet alan Insfleksıbl. Buve'nin akıbetine uğrayıp yok oldu. Saat 16.15 idi. Batan gemiyi kurtarmaya koşan Osean zırhlısı ise neye uğradığını şaşırmıştı. Zira Seyid'in mermileri Osean'ın peşini bırakmıyordu ve en son 26 mayından birine de isabet edince Okyanus adıyla da anılan yarım dünya Boğaz'ın sularına kapılıp gözden kaybolup gitmiştir.
Hülasa, 18 Mart günü savaşa giren düşman gemilerinin hepsi en az 15 yara almış, Buve, Osean, Irfleksıbl ile 7 mayın gemisi batmış, 1273 ölü ve 647 insan kaybı, 45 top ve sayısız mermi harcamıştır. İngiliz itibarı ise iyice sarsılmıştır. Yani dünyanın en büyük donanması, en büyük darbeyi yemiş olarak Çanakkale Boğazı'nı terk etmiştir.